#1/2019 Outside



Kış tatilinin ikinci haftasına girerken çocuklar evde can sıkıntısından yapacak şey bulmakta zorlanıyor diye dışarıya çıkıp yürüyüş yapmayı teklif ettim. Hava soğuk ama bu kısa gezinti 1-1,5 saatimizi aldı. Evimizin yakında eskiden içinden çıkmadığımız küçük orman, iki yaz önce yıkılmış, bir kısmı yeni yapılacak olan evlere ayrılmış, gölün etrafı da bir yürüyüş yolu ile yeniden düzenlenmişti. Yine yeşil yine güzel ams eski cangıl havası kalmadı tabi. Geçtiğimiz haftalarda, ilk başta çakıl olan yürüyüş parkuru asfaltlanmıştı ama hiç deneme şansımız olamamıştı. Şimdi bisikletler üzerinde yağ gibi kayıyor. Gerçi beş metrede bir bisiklet üzerinden inip, kah çamura giriyorlar, kah sopa topluyorlar... Yine de günler sonra azıcık parlayan güneş hepimize iyi geldi. Hatta Nova oğlum anne hava çok güzel değil mi, bizi serinletiyor dedi. Üşüten hava ne kadar moral bozucu bir ifade iken, serinleten hava nasıl da pozitif bir ifade diye geçirdim içimden.

Bugün hala lohusa depresyonunda olan yeğenime dedim, daha iyi hissetmek için dışarı çık. O da dedi tabi ki, teyze burda sizin gibi yerler yok. Biliyorum yok ama anneme gidip 1-2 ay kaldığım zamanlarda (aynı yerde oturuyorlar) çocuk(lar)la ben de hergün dışarı çıkardım. Dışarda insan hayatın sadece ev ve bebekten ibaret olmadığını görüyor.

Sonra lohusa depresyonunu yenmek için neler yapılmalı diye konuştuk biraz. Ve aklıma geldi... Son yıllarda sosyal medya, uzman bloglar vs bolca içerik üretiyor doğum sonrası periyodu hakkında. Mutlaka vardır ama orda burda karşımıza çıkan şeyler bunu nasıl atlatacağından ziyade, lohusalık böyledir/şöyledir şeklinde yazılar, anneyi anlayın destek olun minvalindeki quote’lar, merak etme bu geçecek şeklinde teselliler. Geçecek ama nasıl geçecek diyen yok.

Şimdi tavsiyeler yazmayacağım, zaten isteyen arar bulur bu konudaki bilgileri. Ama hem yeni doğum yapanlar için hem de bütün gün evde çocuk bakan anneler için; "dışarıda hayat var" 😉



Yorumlar