Vahim Bir Durum

Vahim Bir Durum Deneme Yazısı

Bu konuya nasıl başlasam bilemedim ama çok sevdiğim bir söz var onunla başlamak istiyorum
''İnsanlar umudu olduğu sürece yalan söylerler.'' 
Ne kadar doğru bir söz. Bende kendimce bu söze bir sözle karşılık vermek istiyorum.
''İnsanlar umudu olduğu sürece yalanlara inanırlar.'' 
Tabi benim sözüm biraz naçar yani eksik kalıyor diğerinin yanında. Herkesi kapsamıyor. Çünkü bütün insanların yalan konuşmasında ki sebebin altında illaki umut yatar ancak bu yalanlara inanan insanların hepsi umutları olduğu için inanmazlar. Bazı insanlara düşünmek çok zor geldiği için o insanlara ne söylersen söyle inanırlar. 
   Özellikle de bu davranış bizim insanlarımızda yaygındır. Çünkü düşünmek bize ters bir harekettir en azından bazı konularda. Tarihten bu yana bize baktığımızda bizi hep liderlerimiz yüceltmiş ve yine hep liderlerimiz acınacak duruma düşürmüştür. Ondandır ki bizde yapılan her hatada liderlere ceza kesilir. Bunun da yegane sebebi düşünmenin bize zor gelmesidir. O yüzden hep bir lider ararız kendimize ve bizim yerimize düşünmesini isteriz. Bize uygulamak daha kolay geldiğinden hep uygulama tarafında kalmışızdır. Bunun ne kadar doğru bir hareket olduğunu tartışılabilir. Ayrıca bunları söylerken de gelmek istediğim konu farklı.
   Etrafıma baktığımda bu hareketin bizde büyük bir hızla değişmeye başladığını gördüm. Ne yazık ki iyi tarafa değil tam tersi istikamete doğru yol almaktayız toplum olarak. Öyle bir hale geldik ki artık herkes oturduğu yerde herşeyi biliyor (ancak düşünmüyor) hemde herşeyi başkaları yapsın diye bekliyor. Bence bu durum çok vahim.
  Sokağa çıkın bir yerlere gidin, ister kahvehanelere ister kafelere. Tanımadığınız kişilerle konuşun göreceksiniz ki herkes her şey hakkında bir fikir sahibi. Siyasetten tutun modaya kadar. Ancak bu fikirlerin hiç birinin kendilerine ait olmadıklarını göreceksiniz. Bu durumun en tehlikeli yanı ise insanlar bu fikirleri kendilerinin fikirleri olduğunu söylüyor ve kendi söyledikleri yalana inanıyorlar. Bu yüzden insanlar kendilerine lider değil kendi düşüncelerini söyleyen adamlar seçiyorlar. Yani günümüzde liderleri halk değil liderlerin ta kendileri seçiyor. 
  Bu yöntem de halkın bütün manevra yeteneğini kısıtlıyor. Gün gelip bir yanlış yapıldığında halkın ceza kesme yetkisi kısıtlandığı için sorumlulara ceza kesilemiyor, ve bununla kalmıyor sorumlu insanlar yani eski deyişler liderler cezayı halka kesebiliyor. Bu aynı halkın içindeki insanları sözde bu insanlara ait fikirler için birbirine düşürüyor ve bedelini halk ödüyor.Bu da artık günümüzde halkın gücünü arkasına alan liderlerin kalmadığını artık halkın düşüncesini yansıtan insanların lider olduğunu gösteriyor. Bütün bunlar ise yine bu insanlar tarafından sosyal medya ve yerel medya üzerinden rahatlıkça yapılabiliyor.
  Bütün bunların ise tek bir sebebi var. Bu insanlara o kadar çok düşünmüyorsunuz diye baskı yapıldı ki bu insanlarda bu baskıdan kurtulmak için başkalarının düşüncelerini sahiplenmeye başladılar. Bu baskıyı yapanlar düşünmenin ne kadar zor bir iş olduğunu unuttular. Ancak tekrar söyleyeceğim tehlikeli olan ise artık insanların bu düşünceleri fikirleri kendi fikirleri saymaları. Peki bunu nereden anlıyorum. İnsanın fikri neyse zikri odur diye bir laf var. Önceden insanlarımız ben filan gibi düşünüyorum, bende filancaya bu konuda hak veriyorum diye konuşurlardı. Artık bunu aşıp, filancada benim gibi düşünüyor, filanda benim dediğim gibi hareket ediyor evresine geçtik.
  Bu durum bana çok vahim geliyor, bilemiyorum siz neler düşünüyorsunuz...

Yazan:Emre Öksüzoğlu

Yorumlar