Yine gunler gecti aradan yazmayali. Yazacak heveslerimi kursagimda biriktirdim. Bazi seyler var icimi dokmeyi istedigim halde alikoydugum. Biliyorum ki gececek, bitecek, azalacak.
Gectigimiz Pazartesi gunu dogumgunumdu. Normalde dogumgunlerime pek deger atfetmezdim. Bu sefer farkli oldu, duygularim altust. Hala da gecmedi. Sebep? Sebep yeni yasim. 40 oldum, kirk. Soylemesine bile alisamadim. Muhtemelen bunu okurken kafanizdan gecenleri ben de kendime ve diger kirklara soyledim ve soyluyordum. Aman canim ne var, alt tarafi bir sayi iste. Fakat bu sefer oyle olmadi. Cocuklarimin dogumgunlerinde hep yasadigim ama kendi dogumgunumde hic olmayan sey oldu, bastan sona gecmisimi dusundum. Ne ara ben kirk oldum, ne cabuk. Neden, ne kadar buyuk bir sayi, aman allahim! Yazinin karmasikligindan da anlasilacagi uzere bu sefer yeni yasim beni vurdu gecti. Eh tabi bu duygusal yogunlukta alinganliklar kat be kat fazla oldu, sonrasinda da duygusal cokuntuler. Benden 5 ay sonra kirk olacak arkadasima dedigim gibi, baskalarina soylemesi kolaymis ama kendine olunca farkli oluyormus. Ya da herkes oyle degildir belki, bilmiyorum. Bugun hala kendime gelmeye calisiyorum ama i ih olmadi. Dur bakalim. Olacak.
Ayni gunun sabahinda Hollandaca bir sinavim vardi, bundan sonraki iki pazartesi gunu yine var sinavlarim. Bir yandan da onlara hazirlaniyorum. Bu yuzden biraz daha yogunum.
Bu yogunluguma bir de oglanin hastaligi eklendi. Belki de benim icindi bu uyari. Onun derdine odaklanmaktan, kendi ruhsal cokuntume fazla ehemmiyet veremedim. Daha da dibe vuracakken cikmak zorunda kaldim :/ Her halde yukarda beni seven biri var deyip gulumsuyorum. Neyse ki oglumun hastaligi da hafifti, iki gece ates oldu ama toparladi, bu gun okula gitti.
Bu pazar, gercek dogumgunu iki hafta once olan kizimin dogumgunu var. Bir pasta yapmam lazim. Bir de tabi pazartesi gunku sinav icin testleri cozmem. Aslinda haftasonu baska seyler de var, birazdan markete gitmeliyim.
Bu sabah ev bosaldiktan sonra etrafa bakinca icimden soyle gecti. Tasindigimiz zamanda evin ic gorunusu ile simdiki arasinda hic benzerlik kalmadi neredeyse. Ufak ufak bir suru sey degisti. Hayatimizda da oyle. O kadar uzun zamandir birbirinin aynisi oldugunu sandigim gunler yasiyorum ki ama degil. O dar zamanlarda azar azar verdigim emeklerin hepsi, simdi kocaman oldu. Bunca deli rutin icine sikistirdigim ufak degisiklikler, yenilikler buyuk farkliliklara donustu. Ve onlara hic tenezzul etmeseydim, olmayacakti.
Sanirim hepimiz icin benzer seyler soz konusudur, sadece bunlari farketmiyoruz. Ne insan degismeden durabiliyor, ne de hareket etmeden. Gercekte aslinda durmadan birseyler yapiyoruz ve o yaptiklarimiz bir gun daha buyuk degerlere donusuyor. Sonra yasin 40 oluyor ve sen o minik emeklerin toplamina donusuyorsun.
Emeklerimin sonucundan memnunum ama 40 ne ya of.
Neyse kactim.
![]() |
bir kucucuk kiz cocugu bak duruyor orada hala |
Gectigimiz Pazartesi gunu dogumgunumdu. Normalde dogumgunlerime pek deger atfetmezdim. Bu sefer farkli oldu, duygularim altust. Hala da gecmedi. Sebep? Sebep yeni yasim. 40 oldum, kirk. Soylemesine bile alisamadim. Muhtemelen bunu okurken kafanizdan gecenleri ben de kendime ve diger kirklara soyledim ve soyluyordum. Aman canim ne var, alt tarafi bir sayi iste. Fakat bu sefer oyle olmadi. Cocuklarimin dogumgunlerinde hep yasadigim ama kendi dogumgunumde hic olmayan sey oldu, bastan sona gecmisimi dusundum. Ne ara ben kirk oldum, ne cabuk. Neden, ne kadar buyuk bir sayi, aman allahim! Yazinin karmasikligindan da anlasilacagi uzere bu sefer yeni yasim beni vurdu gecti. Eh tabi bu duygusal yogunlukta alinganliklar kat be kat fazla oldu, sonrasinda da duygusal cokuntuler. Benden 5 ay sonra kirk olacak arkadasima dedigim gibi, baskalarina soylemesi kolaymis ama kendine olunca farkli oluyormus. Ya da herkes oyle degildir belki, bilmiyorum. Bugun hala kendime gelmeye calisiyorum ama i ih olmadi. Dur bakalim. Olacak.
Ayni gunun sabahinda Hollandaca bir sinavim vardi, bundan sonraki iki pazartesi gunu yine var sinavlarim. Bir yandan da onlara hazirlaniyorum. Bu yuzden biraz daha yogunum.
Bu yogunluguma bir de oglanin hastaligi eklendi. Belki de benim icindi bu uyari. Onun derdine odaklanmaktan, kendi ruhsal cokuntume fazla ehemmiyet veremedim. Daha da dibe vuracakken cikmak zorunda kaldim :/ Her halde yukarda beni seven biri var deyip gulumsuyorum. Neyse ki oglumun hastaligi da hafifti, iki gece ates oldu ama toparladi, bu gun okula gitti.
Bu pazar, gercek dogumgunu iki hafta once olan kizimin dogumgunu var. Bir pasta yapmam lazim. Bir de tabi pazartesi gunku sinav icin testleri cozmem. Aslinda haftasonu baska seyler de var, birazdan markete gitmeliyim.
Bu sabah ev bosaldiktan sonra etrafa bakinca icimden soyle gecti. Tasindigimiz zamanda evin ic gorunusu ile simdiki arasinda hic benzerlik kalmadi neredeyse. Ufak ufak bir suru sey degisti. Hayatimizda da oyle. O kadar uzun zamandir birbirinin aynisi oldugunu sandigim gunler yasiyorum ki ama degil. O dar zamanlarda azar azar verdigim emeklerin hepsi, simdi kocaman oldu. Bunca deli rutin icine sikistirdigim ufak degisiklikler, yenilikler buyuk farkliliklara donustu. Ve onlara hic tenezzul etmeseydim, olmayacakti.
Sanirim hepimiz icin benzer seyler soz konusudur, sadece bunlari farketmiyoruz. Ne insan degismeden durabiliyor, ne de hareket etmeden. Gercekte aslinda durmadan birseyler yapiyoruz ve o yaptiklarimiz bir gun daha buyuk degerlere donusuyor. Sonra yasin 40 oluyor ve sen o minik emeklerin toplamina donusuyorsun.
Emeklerimin sonucundan memnunum ama 40 ne ya of.
Neyse kactim.
Yorumlar
Yorum Gönder