Corona maskesi ve tulumu |
Duymuşsunuzdur; Corona virüsü nedeniyle Çin başta olmak üzere dünyada medikal maske ve tulum stokları hızla eriyor. İşte bu konuda tekstilci olarak kulağıma çalınan bazı şeyler var. Çin hükümeti peşin para verip virüsün yayılmadığı ülkelerden koruyucu medikal maske ve medikal tulum satın alıyormuş. Ankarada’da da bu işe aracılık eden adamlar varmış. Anlayacağınız, işin ticari boyutu hızla yayılıyor bu aralar.
Birçok tekstilci bu işe ilgi duymaya başladı. Basında görmüşsünüzdür. Kimi fabrikalar, var olan üretimlerini durdurup bu işe girişiyor. Kimileri büyük bağlantılar kurmaya başladı bile. Makul fiyatlarla maske ve tulum üreten tekstilcilere lafım yok elbette. Benim vurgulamak istediğim şey, arada pıtrak gibi biten Corona fırsatçıları olduğu!
Dün bir ortamda konuşuluyordu duydum. Tüccar tekstilcilerden biri şöyle diyor:
“Abicim başladık üretime, günde on üç bin adet maske dikiyoruz. Basıyoruz düz makineyi geçiyoruz. Yüz bin adetini teslim ettik bile!”
Sözün özü şu:
O maskeler normalden daha az dayanacak! Hemen sökülecek!
Bir zamanlar Laleli’de bavul ticareti vardı bilirsiniz. Bizim bu -çok akıllı tüccar kafalı(!) – tekstilcilerimiz parasını peşin aldıkları siparişlerin karşılığında bavullara çöp doldurup göndermişlerdi. Bir kerelik vur kaç taktiği uygulayarak kısa vadede kazandıklarını sanmışlar, uzun vadede ise ülkemizin ticari itibarını yerle bir etmişlerdi! İşte bu durumun benzeriyle, bence daha da kötüsüyle karşı karşıyayız şu an. Söz konusu olan şey insan hayatı çünkü! Ve çaresiz milyonlar maske beklerken, bizim sözüm ona akıllı geçinen fason kafalı tekstilcilerimiz yine iş başında! Tabii ki dürüstçe üretim yapan iş adamlarını altını çizerek ayrı tutuyorum. Çünkü bu maskeleri ve tulumları olması gereken standartlarda üretip makul fiyatlarla ihtiyaç sahiplerine ulaştıracak düzgün işletmelere gerçekten ihtiyaç var. Ama ya diğerleri!
Demem o ki, biraz ahlaka ve özümüze dönmeye, unuttuğumuz vicdanlarımızı devreye sokmaya acilen ihtiyacımız var! Bir mühendis olarak ise yorumum şöyle:
“Süreç analizleri, uygulanacak standart prosedürler, PUKO analizleri, kalite güvence sistemleri iyidir, lazımdır, herkese lazımdır hem de.
Tüccarlar ve siyasetçiler hariç değil hem de…
NOT VE TEŞEKKÜR:
Aklımdan hiç çıkmayan
“Bütün kara parçalarında, Afrika hariç değil ...” dizesiyle çok ama çok şey anlatan Cemal Süreya’ya saygı ve sevgiyle…