KG 4

Günler birbirini tekrar etmeye başladı, öyle ki sanki bugün yazacak bir şey yokmuş gibi geliyor. Evde yaptıklarımız bir rutine döndü neredeyse. Fakat eskisine göre evdeki işler öyle rahat ki, önceden genelde koşturmaların arasına sıkıştırdığım işleri zar zor yetiştiriyordum. Ne çok koşturuyormuşuz gerçekten, bunu anladım. Yakında sabahın 10’unda evini toparlamış, akşam yemeğini pişirip ocağın altını kapayan teyzelere döneceğim sanırım.

Ben introvert biriyim. Yani içe dönük. Evde olmaktan, kendimle kalmaktan sıkılmam. Hatta bazen sosyallik bana fazla gelir, ortamdan kaçma ihtiyacı duyarım. Bu yüzden olsa gerek henüz evde olmaktan hiç sıkılmadım. Gerçi çocuklardan ötürü boş vaktim çok değil ama olduğumda da kendime meşguliyet bulabilirim. Bugün de kısa boş vakitlerimde, kitabımı okudum, örgümü ördüm ve online dersimi bitirdim. Tabi bunlar çocukların dün başladıkları ortak lego projesine bugün de azimle devam etmelerinin sayesinde oldu.

Günün bir kısmını legoyla, bir kısmını ödevlerle geçirdiler. Eşim öğle molasında onları parka götürüp getirdi, ben de yemekleri hazırladım. Şimdilik yemek ve uyku düzenimiz çok fazla değişmedi ama önceki dönemdeki kadar enerji harcamadıkları için mi bilemiyorum durup dururken öfke çıkışları oluşmaya başladı her ikisinde de. Belki bu tip şartlar altında beklenen bir durum bu ama bunu nasıl çözeceğimizi bilmiyorum. Belki zamanla düzelecek ve ya başka anormallikler de ortaya çıkacak. Ya da zaten hayat boyunca bunlar hep oluyordu da biz telaştan farketmiyorduk.

Corona ile ilgili kaygılarımın şiddeti gün içinde çok değişken seyrediyor. Bu gün gündüz gayet sakindim. Bunda sosyal medyadan tanıdığım 3-4 kişinin şu an muhtemel olarak bu virüsle savaşmasının ve onların tecrübelerinin de etkisi var. Ama genelde hava kararınca korkularım artıyor. Şimdi mesela yine kalbim sıkışmaya başladı.

Bazen herşey bittiğinde nasıl olur diye hayal ediyorum. Gözümün önüne bilim kurgu filmlerinin son sahnelerine benzer bir görüntü geliyor. Karakterler geniş bir çayırın ortasında yer alan evden dışarı çıkmıştır, güneş ışınları her yerde parlıyor, rüzgar esiyor, ılık bir bahar havası. Ürkek adımlarla yürüyorlar, oysa özgür oldukları için koşup taklalar atmaları, dans etmeleri beklenirdi. Fakat gönülleri  çok ağır. Kayıplar, değişen alışkanlıklar, günlerce süren karamsarlıklar öyle şıp diye bir anda insanı terketmemiştir. Artık eskide kalmış hayatı yeniden aynı şekilde yaşamak söz konusu olamayacak.

Kızımla oğlum uyumadan önce anneyle kim uyusun kavgası yaptılar ve yine her zamanki gibi oğlumun cazgırlığı galip geldi. Ağlayarak babasıyla uyuyan kızım için kalbim acıyor. Yarın başbaşa zaman geçirelim istiyorum ama ev içinde pek kolay olmuyor. Eskiden beraber dışarı çıktığımız zamanlar ne kadar uzak şimdi. Ama belki yürüyüş için çıktığımızda ben kızımla koşalım diyerek uzaklaşabiliriz.








Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim