Geceden Kalbe Podcasts : Ilk Uc Bolum Icerik Ozetleri

Istedigim programda ilerleyemesem de ara sira podcast yapmaya devam ediyorum ve her gecen gun bu konuda da bir seyler ogreniyorum. Belki bir cok podcaste gore hala amator durumdalar ama anlattigim seyleri bir daha ayni sekilde anlatmam mumkun olmadigi icin onlari silmek istemiyorum. Simdilerde konusmalarda ses patlamalari ve fisilti gibi sesleri yok etmeyi ogrendim. Bir de artik daha az eeeee demeye basladim. Ilk baslarda hic kesintisiz konusarak kaydettigim 20-30 dakikayi, simdi ucer beser dakikalik parcalar halinde kaydedip birlestiriyorum ama bu sefer de her parcada konusurken sesimin siddeti degisken olabiliyor. Bunu da cozersem teknik sorunlarin cogunu halletmis olurum sanirim. Diger yandan hikaye anlaticiligi konusunda okumalar yapiyorum. Tek basina bu girisim bile o kadar cok farkli konularda kendimi gelistirmeme vesile oldu ki anlatamam.

Her podcastin altina aciklama olarak icerigi hakkinda bir seyler yazmak zorundayiz. Ben de kabaca bir icerik yaziyorum haliyle. Ancak eger gercek bir podcast meraklisi degilseniz, soyle dusunebilirsiniz. Amaan kim bilir ne anlatacak, yarim saatimi bosa harcayamam. Bu yuzden ben de podcastte anlattiklarimi, burada, o aciklama kismindan biraz daha hallice buraya yazmaya karar verdim.

Geceden Kalbe Podcasts 1: Hayata 1-0 Onden Baslamak

Ilk bolumu kesintisiz konusup kaydetmistim. Bu bolumde, cevremdeki bir ornekten hareketle bazi cocuklarin sansli dogduklarini, bazilarinin hayata daha eksilerle basladiklarina degindim. Benimle ayni yaslarda uzaktan bir tanidigim, cocuklugunda sahip oldugu imkanlar benden cok daha fazla oldugu icin, bunlarin da yardimiyla muhtemelen, ama elbette cocugun icinden gelmesi gercegini de goz ardi edemeyiz, MIT'de yuksek konumlarda bir doktor olup cikmis. Gurur duyuyoruz elbette, fakat sahsen kendim de okul hayati boyunca ogretmenlerin her zaman ovgusunu toplamis biri olarak, maddi imkanlarimiz olcusunde, sadece devlet okullarinda okumus, burs kazandigi halde servis ve yemek parasi nedeniyle ozel okula gidememis biriyim (o zamanlar ozel okullar daha seyrekti). Ancak tabi ki ailemin bana sunduklarina her zaman minnettar oldum ve yapabileegim en ust noktalara gelmeye calistim. Dolayisiyla bu basit ornekten anlasilacagi uzere, muhtemelen sizin de cevrenizde vardir, ayni akademik hevese sahip iki insanin baslangic noktalarinin farkinin, hayatlarinin cok farkli sekillerde ilerlemesine sebep oldugunu asikar.

Bunun bilincinde olarak, cocuklarimiza elimizden gelen imkanlari sunmaya calistigimizi, Hollanda sartlarinda cocuklarin neredeyse hepsinin bu imkanlara ulasma sansi oldugunu ve herkes o sekilde cocugunu yetistirirken, bizim kasitli olarak bunlardan uzak durursak, cocuga haksizlik olacagini, hayat yarisina geriden baslatmak anlamini tasidigini anlattim. Diger yandan turkiyede ise bu esitsizligin daha cok olmasi nedeniyle, malesef her cocugun hayata ayni imkanlarla baslayamadigini, fakat ulasim ve maddi sorunlar olsa da yapilabilecek bazi seyler oldugunu soyledim. Ve eger ben Turkiyede yasiyor olsaydim, cocuklarima az masrafla bazi onemli kazanimlari nasil verebilecegime dair fikirler sundum.

Bu konusmayi buradan dinleyebilirsiniz. 

Geceden Kalbe Podcasts 2: Neden Podcasti Sectim ve Nasil Yaptim?

Bu bolumde anlattiklarimi detayli olarak su yazimda paylasmistim. Anchor aplikasyonu kullanarak podcastlerimi hazirliyorum ancak yukarda da belirttigim gibi programi kullanirken her gecen gun yeni seyler de ogreniyorum.

Bu konusmayi buradan dinleyebilirsiniz.


Geceden Kalbe Podcasts 3: Fizik Nerede Baslar Nerede Biter?

Bu bolumden itibaren aslinda planladigim bir seri vardi ancak hemen ardindan corona vakasinin gundeme gelmesi ve benim kafami bir turlu toparlayamamam nedeniyle seri ilk bolumde kaldi. Ancak tabi ki devam edecegim. Peki neden devamini degil de baska bolumler kaydettin derseniz, seri icin ciddi arastirmalar yapmam gerekiyor ve henuz bu derece konsantre olamiyorum (cocuklar da surekli evde, kisisel vaktim cok az). Ancak ufak ufak calismalara basladim, toparladigimda devami gelecek.

Bu bolume fizigin genel bir tanimiyla basladim. Fizik nedir, neleri inceler, degismez midir, kapsami nedir gibi tanimlar. Ardindan metafizigin tanimi ve fizikle karsilastirmasi. Metafizigin iki anlami var sozluk olarak, biri varolussal kavramlari inceleyen bir felsefe dali, digeri de fizik dunyasinin kapsaminin erismedigi konular. Ben fizik otesi konular kisimini ele alip, bunlar fizik ile nasil ayrilir?, bu gun metafizik dedigimiz sey, teknolojik imkanlarin gelismesi sonucu yarin fizik konusu icine girer mi? gibi sorularla konuyu ele aldim. Dusunun ortacagdaki insanlar, yildirim, elektrik kavramlarini metafizik olarak adlandirirken simdi onlar bizim icin her yonuyle bilinen fizik konularidir. Bu durumda su an "dusunce" ve "duygular" dedigimiz olgularin -ki bunlarin birincisini beyinde uretilen bir SEY, ikincisini de kalpte uretilen bir SEY olarak siniflandirdim- tam anlamiyla cozemedigimiz icin su an metafizik konusu oldugunu soyleyebiliriz. Bunlari, enerji, dalga ve su anda kullanilan bilimum fizik terimi ile adalandirmayi reddediyorum. Cunku fiziksel yontemlerle henuz olcup, tam olarak mahiyetlerinin ne oldugu kesfedebilmis degiliz. Ha ilerde belki olcer buluruz, deriz ki bilmem ne taneciginden olusmus bir malzemedir, o tanecik su fiziksel davranisla formule edilir, o zaman onlar hakkinda daha ciddi bilgilerimiz olur. Fakat o zaman da o tanecik kuantum fizigi davranisi mi gosterir, yoksa kendine ait bambaska bir teoremi mi olur bilemiyoruz. Buna ragmen bu tip konulari ele alan KUANTUM DUSUNCEcilerin yaklasimini iki acidan dogru bulmuyorum.

Birincisi, kuantum fizigi, gunumuzde en ust duzeydeki fizikcilerin bile tam olarak cozemedigi bir dal. Hala kendi icinde bir cok acik problemi olan, uzerinde calisilan bir konu. Kuantum dusunce kitaplarinin yazarlari, henuz fizikcilerin bile cozemedigi bir konuyu cozmus ve bunlari kendi teorilerine adapte etmisler !!! Vay vay vay.

Ikincisi konusmanin basinda fizigin kapsami- metafizigin kapsami nedir ayrimindan sonra, bu kuantum dusunceciler, fizik dunyasina ait bir kurami, metafizik dunyasina hoop diye uyarlamislar. Elmaya ait bir bilgiye dayanarak, armut da boyledir demek gibi birsey. Burada yatan mantiksizligi sorgulamak ne yazik ki akla gelmiyor cunku bu ayrimi siradan bir insanin farketmesi kolay degildir. Muhtemelen yazar bile bunu cok sorgulamadi, birileri boyle iliskiler kurdu, baska birileri bunu mantikli buldu ve surec boyle boyle ilerledi.

Fakat tabi ki her dusunurun kendine ait teoremleri olabilir, sonucta bu kitaplari yazan kisiler de bazi fikirler uretmis, hatta bunlari deneyip faydalarini gormus, bu yuzden de insanlarla paylamak istemis olabilirler. Cok makul. Benim asil kizdigim bu fikrini sunus seklindeki aldatmaca. Kitabin dilinde, cok havali gozuken kuantum teoremlerinden bahsetmek, gunluk hayatta kullanilmayan cok asina olunmayan bilimsel terimleri kullanmak, o teoriyi satmasina yardimci olur. Ve bu bana gore dupeduz kandirmacadir.

Oysa bazi bilimlerde yapildigi gibi kanunlar yerine istatistiki verilere dayanilmis teoremleri de insanlara sunabilirsiniz. Bu da bilimsel bir yontemdir cunku. Mesela benim bir teorim var, size daha iyi bir hayatin kapisini acacak bir teori bu. 100 kiside denedim 80 kiside ise yaradi derseniz, benim icin o teorinin inandiriciligi ve kabul edilirligi daha fazladir. Fakat bu yol zor ve ugrastiricidir ve ciddiyetle yapan cok azdir.

Peki bu kuantum dusunce kavrami nasil ortaya cikmis, neden bu asamaya gelmis derseniz onu da serinin devami olan (henuz kaydetmedigim) bolumlerde ele alacagim ve kuantum fiziginin bu kuantum dusuncecilerin bol bol referans verdigi belli basli bir kac deneyini aciklayacagim. Aslinda bu deneyde ne yapilmistir, su kuantum dusuncecinin soyledigi fikre bu deneyi uyarlamasi mantikli mi degil mi gibi...

Bu konusmayi buradan dinleyebilirsiniz.

Diger podcastlerin icerigini de sonraki yazida paylasacagim. Gorusmek uzere.


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim