Dizi Önerisi: Normal People

Herkese merhaba!

Şu günlerde löp löp dizi izleme fırsatım varken tüm eski ve güncel dizilere göz diktim. En son Normal People'ı izledim. Tam geçen sene mayıs ayında kitabını okumuştum. Okurken sinir krizleri geçirmiştim. Kitabı duvara fırlatıp mangalda cız bız yapmamak için zor tutmuştum kendimi.
Türkçesi Can Yayınları tarafından basıldı. Dayanamadım o baskısını da aldım ama okumaya bünyem kaldırmaz deyip sevap işlemek için birine verdim, hatta direkt suratına fırlattım. "Oku ve bana fikrini söyle! Kitabı sevdin mi yoksa nefret mi ettin?" 
Evet, böyle de bir mesele var. Kitabı okuyanlar ya cidden nefret ediyor ya da tapıyor. Ben nefret edenlerdenim çünkü yazar süperötesi iki uyuz karakter yaratmış ve hayatlarının içine etmiş. Bu kadar sinir olup söylendiysem demek ki yazar cidden hakkını vermiş. Yani kitaptan nefret etmemin sebebi tamamen iki dengesiz karakterin kararları ve tavırlarıydı.
Ay yine sinirlendim. Kitabın yorumunu bu linkten okuyabilirsiniz.

Açıkçası dizisinin çekileceğini duyunca hiiiç umursamadım. Ne oyunculara baktım ne de çıkış tarihine. O kadar umrumda değildi yani. Sonra geçen gün Instagram'da paylaşımlarını görünce dizinin yayınlandığını öğrendim. Amacım sadece ilk bölüme bakıp diziyi nasıl batırdıklarını görmekti. Aman yarep. İşte böyle çarpılırsın Jane!
Ortalama 25'er dakikalık 12 bölümlük ilk sezonu tam iki günde bitirdim. İlk gün bitirirdim de işte bunlara göz diyorlar...
Kitabı gömüyorum ama çok severek okumuştum. Ve fakat şunu itiraf etmem gerekir; dizisini daha çok sevdim. Duygu geçişleri, karakterlerin kendilerini ifade etme biçimleri, sahnelerin kurgulanışı, kullanılan müzikler ve senaryoya katılan minik yeniliklerle beraber ortaya enfes bir Normal People çıkmış. Kitap ve dizi dili çok farklı elbette. Genellikle beyaz perde burada hep çakılan taraf olur ama nedense son zamanlarda harika uyarlamalar izliyorum ve şaşırtıcı bir şekilde kitabı bile solluyorlar.
Normal People'ın oyuncu seçimleri h a r i k a olmuş. Abartmıyorum. Bir insan Marianne'yi bu kadar gerçekçi canlandırabilirdi ve Connell'ı oynayan erkek oyuncu ise adeta vücut dilini konuşturmuş. Bir bakışı, nefes alış verişi bile söylenmeyen birçok şeyi ekrana yansıtmış. Kocaman bir tebrik geliyor ekibe. (Ben de sanki dünyaca ünlü yönetmenim he, yorumlara gel...)


Kitabı da okuyun elbette ama üşeniyorsanız balıklama diziye atlayabilirsiniz. Senaryoda dev değişiklik yapılmamış. Hatta son bölümde yeni sezona göz kırpılmış gibi geldi. Valla 2.sezon gelirse izlerim. Hatta geri sayım bile başlatırım. Hakkını vermişler. Belki de BBC yapımı olduğu için ağırbaşlı bir dizi olmuş. Aaa, şu uyarımı da yapayım. Dizinin hemen her bölümünde +21 sahneler yer alıyordu. Hatta seks sahneleri oldukça açık çekilmiş. Bunun uyarısını yapmak istedim.

Benim gözüme kötü çarpan hiçbir şey yoktu. Hatta kitabı okurken sinirlendiğim bölümleri dizide izlerken boğazım düğüm düğüm oldu. Başta söylediğim gibi duygu geçişleri çok etkileyici olmuş. Belki de izlemek daha farklı hissettirdiği için diziyi bu kadar beğendim. Dönüp dolaşıp yine aynı şeyi söyleyeceğim; oyuncular çok iyi seçilmiş! 

Her şey bir yana, dizinin soundtrack'ındaki müzikler özenerek seçilmiş ve doğru sahnelerde kullanılmış. Spotify'da deli gibi müziklerini dinliyorum. 

Kısacası diziyi memnuniyetle öneriyorum. Pişman olmayacağınızı umuyorum. Özellikle romantik delileri izlesin. Bazı sahnelerde bu karantinada bile aşık olasım geldi. :P

Kocaman sevgiler, öpücükler,
Jane

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim