Devlet Bahçeli, Cemil Çiçek’e neden kızdı?..

Yüksek sesle itiraz ediyorum!..

Bu bir Devlet Bahçeli-Cemil Çiçek kapışması asla ve kata değildir…

Bu kapışma başka bir kapışma…Hem de çook derinliklerden  gelen!..

Şifreler üzerinden gidelim… Onları çözmeye, anlamaya çalışalım;

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu saraya gitti, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile 2 saat 20 dakika görüştü. Sonra ne dedi;

Cumhurbaşkanı’yla birçok konuda anlaşamamakta anlaştık. Sadece 50+1’den şikâyet etti

Temel Karamollaoğlu’nun aktarımına göre, Erdoğan, “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık” demişti.

Ardından, Sözcü’den değerli arkadaşımız Aytunç Erkin’in köşesindeki bomba haberden öğrendik ki, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek, “Anayasa toplantısında 50 +1’in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim yine söylüyorum. Bu sözlerim iktidar ya da muhalefet yanlısı değil. Söylediğim cümleler gayet açık. 50 + 1 ciddi problem çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak” demişti.

Vee önceki gün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında AKP’ye ve saraya adeta pranga vuran bir çıkış daha yaptı. “Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli, yüzde 50 + 1’dir” diyen Bahçeli, “Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi, çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek bir şekildir. Milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanı seçiyoruz. Yüzde 50+1 oyu eleştirenleri anlayışla karşılamamız, bunu felaket olarak yorumlayan karamsarları makul bulmam” şeklinde konuştu.

Tam gaz devam etti Bahçeli ve kestirdi attı;

“Cemil Çiçek’in sözlerinin tahrip gücü yüksektir. Sayın Cemil Çiçek sizin kafanızda, dilinizin altında sakladığınız bir oran var mıdır?

Açıkla da bilelim, niyetini öğrenelim. Buradan nereye ulaşmaya, kimlere şirin gözükmeye çalışıyorsunuz?

FETÖ’cü Fehmi Koru da aynı şeyleri söylüyor. 6 partinin güçlendirilmiş parlamenter sistem arayışları için toplantılar düzenlediği dönemde Sayın Çiçek’in beyanatı bize göre kuşku vericidir. Cumhurbaşkanı’nın yüzde 50+1 oyla seçilmesi demokrasi güvenliğini temin ve teyit edecektir. Bize göre bu tartışma gereksizdir.”

Cemil Çiçek’in bu sert sözlere cevabı gecikmedi. Arkadaşımız Aytunç Erkin’e konuşan Çiçek, şunları söyledi;

“Artık bir şey demiyorum. Ben sizinle yaptığım röportajda söylemiştim: Doğrusu siz gazetecilik yapıyorsunuz. İtirazlarım çok açık. Ama fikir değil ben tartışılıyorum. Kusura bakmayın bundan sonra beyanat vermeyeceğim. Benim söylediğim belli Sayın Bahçeli’nin de. Konunun nasıl gündeme geldiği belli. Kim nasıl değerlendiriyorsa ya da anlıyorsa anlasın. Bir kez daha söylüyorum: Konunun nasıl gündeme geldiği belli. Açıklamalarım ortada. Değerlendirmesi gerekenler değerlendirir. Ayrıca açıklama yapmam gerekmez. Ama gördünüz değil mi? Dediklerim doğru çıkıyor. Fikirler değil ben tartışılıyorum. Bu ortam sağlıklı bir konuşma ortamı değil ki! İnsanlar konuşsa… Altını yeniden çiziyorum: Konunun nasıl gündeme geldiği belli. Dolayısıyla kamuoyu nasıl değerlendirir, değerlendirmesi gerekenler nasıl değerlendirecektir.”

★★★

Devlet Bahçeli’nin yaptığı bu çok sert çıkış aslında “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” mıydı?..

Şifre çözücünün kanallarını daha fazla açalım…

AKP içinde bir süredir “Erdoğan sonrası” tartışılıyor. Hem açıktan hem de kapalı kapılar arkasında.. Bu tartışma devletin koridorlarında da yakından takip ediliyor.

Saray saltanatı içindeki kaotik durumu açık eden, fitili çeken, gazeteci Fehmi Koru’nun ağzından Abdullah Gül olmuştu. “Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak” sorusu ortaya atılmıştı. Abdullah Gül aradığını bulamayınca şimdilik köşeye çekildi. Ancak “Erdoğan sonrası” na AKP içinde çok kafa yoruluyor. Kulisler cadı kazanı gibi kaynıyor.  Devlet Bahçeli’nin Cemil Çiçek üzerinden yaptığı ve Fehim Koru üzerinden Abdullah Gül’ün de nasibini aldığı sert eleştirilerden sonra iktidar koridorları yeniden dalgalandı. İddialara göre, AKP içindeki yeniden milli mücadeleciler akımını temsil eden kanat “Erdoğan sonrası” için harekete geçmiş. Cemil Çiçek ’de Ahmet Davutoğlu ile çok sık görüşmeye başlamış. Tayyip Erdoğan’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden aldığı Melih Gökçek de organizasyonun içindeymiş ama şimdilik geri planda kalmayı tercih ediyormuş.

Melih Gökçek ile Cemil Çiçek’in sıkı dostluklarını ta ANAP döneminden beri bilirim. Ancak, Cemil Çiçek’in Melih Gökçek’in “Erdoğan sonrası” koltuğa oturması için bir organizasyona dahil olacağını ve bu yüzden 50+1 çıkışı yaptığına inanamam. AKP siyasetinde neyin ne olacağını ve kimin kimle beraber olabileceği hakkında kesin hükümde bulunmak çok risklidir ama Davutoğlu’nun geçmişte Melih Gökçek’ten hiç haz etmediğini de iyi bilenlerdenim. Çiçek’in Aytunç Erkin’e yaptığı açıklamaları samimi buluyorum. İnandıklarını söylüyordur muhakkak. Fakat AKP içinde “Erdoğan sonrası”na hazırlanan da az değil. Şöyle bir kısa liste hatırlatması (çok konuşulanlardan) yapalım;

Abdullah Gül, Hulusi Akar, Süleyman Soylu, Abdulhamit Gül, Numan Kurtulmuş ve listeye son eklenen Melih Gökçek.

★★★

En başa dönüyorum… Yüksek sesle itirazımın gerekçesine açıklık getireyim. “Erdoğan sonrası” sadece siyasetin değil devlet koridorlarının da çekiştiği en önemli soruların başında… Aslında bu kapışma, devlet içinde gücü ele geçirme ve gücü kaybetmeme mücadelesi… Hem şimdiye hem de geleceğe yönelik… Bugünlerde 50+1’in üzerinden yürütülüyor. Yarın nereye sıçrar? Onu da  Tanrı bilir!..

★★★

Ulu Tanrı,  tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.



Alıntı Haberin Kaynağı Korkusuz Gazetesi https://ift.tt/30yd8pB

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim