Erdoğan, Ayhan Işık; İsrail Başbakanı Bennet ise Türkan Şoray rolünde…

Çocuk yaşlarda izlediğim bir filmin başrollerinde:

Ayhan Işık ve Türkan Şoray ile…

Hatırlayabildiğim kadarıyla:

Hulusi Kentmen, Kadir Savun ve Suphi Kaner vardı…

Türkan Şoray, şımarık ve kibirli bir fabrikatör (Hulusi Kentmen) kızı…

Ayhan Işık, ise zengin ve yarış atları yetiştiren, iyi eğitimli bir çiftlik ağası…

Şoray; yarış atı sahibi ancak…

Atı, son yarışlarda bir türlü kazanamıyor.

Bursa’da çok iyi yarış atları yetiştiren bir çiftlik olduğunu öğreniyorlar…

Ve ailece hemen Bursa’ya gidiyorlar…

Ayhan Işık

Ayhan Işık kendi atlarından birini satın almaya geldiklerini haber alıyor…

Ama at satmaya hiç gönlü yok…

Yine de atlarından birini satın almak isteyen genç kızı tanımak için adamlarıyla (Kadir Savun, Suphi Kaner)…

Bursa’ya, Şoray ile anne ve babasının konakladıkları otele (Filmi izledikten sadece 10 yıl kadar sonra o otelin Çelik Palas olduğunu anlamış ve çok keyif almıştım…) gidiyor…

Türkan Şoray

Ve fakat kendini atların sahibi değil de otelde çalışan bir garson olarak tanıtıyor…

Bu arada kibirli ve şımarık Türkan Şoray’la acayip durumlar yaşanıyor…

Ve Ayhan Işık oyununu kuruyor…

Bir gün Şoray’ı, anne ve babasıyla birlikte…

Onların otomobiliyle…

Bir yerlere götürürken:

Anne ile babayı arabadan indikleri bir sırada öylece bırakıp:

Şoray’ı alarak gazlıyor…

Tabii ki ağız kavgaları…

Türkan’dan Ayhan’a hakaretler falan…

Bir yerde konaklıyorlar…

Türkan tek başına Ayhan’dan biraz uzaklaşınca…

5-6 adam çıkıyor ortaya…

Ve…

Tam Türkan’a saldıracaklar ki…

Genç kız hızla koşup Ayhan’ın boynuna sarılıyor…

Ve tabii ki Ayhan…

O 5-6 kişiyi bir güzel pataklıyor…

Adamlar kaçıyor…

Oysa…

Kimsenin kimseyi dövdüğü yok…

Yüksek boylu bir çalılığın arkasında kavga gürültü sesleri var sadece; o kadar…

Çünkü…

Ayhan’ın “dövdüğü” adamların hepsi…

Kendi çiftliğinde çalışanlar…

Ve tabii ki şımarık, kibirli zengin kızı…

Güçlü, kuvvetli, yakışıklı ve aslında çok kibar bu garsona tutuluyor…

Şimdi artık…

“İsrailli Casus çiftin” tahliye filminde…

Kimin, filmdeki kimle benzeştiğini söyleyeceğim…

Tayyip Erdoğan

Erdoğan tabii ki Ayhan Işık…

Bennet (İsrail başbakanı): Türkan Şoray…

Türkiye Cumhuriyeti Yargısı: Ayhan Işık’tan dayak yiyenler…

Naftali Bennet

Yanlış olan ne?..

İki gün üst üste yazdığım “Casus İsrailli çift” serbest bırakıldı…

Yargı yanlışından mı döndü?..

Yoo…

Erdoğan talimat verdi, tahliye edildiler…

Ve canlarım…

Tahliye olunca Türkiye Cumhuriyeti Yargısına değil…

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na teşekkür ettiler…

Ve canlarım…

Yanlış olan tahliye değil…

Yanlış olan tahliyenin:

Yargı kararıyla değil…

Cumhurbaşkanı’nın emriyle olması…

Bakanlığın bu bürokratlarına ne olacak?..

Rahip Brunson…

Deniz Yücel…

İsrailli çift…

Yargı kararıyla tutuklanmadılar…

Saray’ın emriyle tutuklanıp…

Saray’ın emriyle tahliye edildiler…

Osman Kavala

Osman Kavala…

Selahattin Demirtaş…

On binlerce KHK’lı…

Yargı kararıyla tutuklanmadılar…

Ve halen hapisteler…

Çünkü…

Bu davalarda da emir Saray’dan…

Selahattin Demirtaş

Yargımızın uluslararası ilişkilerde hiçbir saygınlığı kalmadı canlarım…

Bir avuç kendini bilmez savcı ve yargıç…

Erdoğan’ın:

Uluslararası bireysel ilişkilerini güçlendirebilmek için…

Cumhuriyet yargısının onurunu, güvenilirliğini ve ağırlığını yerlerde süründürüyor…

Pes etmek yok; objektif gazeteciliğe devam…

Yandaki fotoğrafını aldığım tweet bugün…

KORKUSUZ’daki günlük yazımı paylaştığım twitter sayfama geldi…

Elbette korkacak değilim…

Ben ve benim gibi çok sayıda arkadaşım o korku duvarını çoktan aştık biz…

Ancak…

Hayatımda ilk kez bir şey yapacak…

Beni tehdit eden biri hakkında şikâyetçi olacağım…

SÖZCÜ Grubu Baş Hukuk Müşaviri değerli dostum Av. İsmail Yılmaz ile görüştüm…

“Lütfen gereğini yapalım” dedim…

Sayın Yılmaz ilk fırsatta…

Bu iğrenç tehdit mesajını atan hesabın tespiti ve cezalandırılması için:

Savcılığa şikâyette bulunacak…

Artık ok yaydan çıktı…

Rejimi korumaya ant içmiş temiz ahlâklı savcılar ve yargıçlar korkusuzca

Demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini koruyacaklar…

Bu konuda çektiğim o kadar çileye…

Korkutmak…

Yıldırmak amacıyla…

Aleyhimde açılmış onca ceza ve tazminat davasına rağmen…

Aklım ve vicdanımla gazetecilik yapmaya devam edeceğim…

O hâlâ 1 numara…

Artık o kadar alıştık ki bu oyunlara.

Her PPK öncesi “faiz sebep enflasyon sonuç” manipülasyonu yapılıyor…

Açıklamadan önce dolar acayip yükseliyor…

Faiz indirimi açıklamasından sonra…

Doların değer kazanacağını bekleyenler bir anda şok oluyor…

Çünkü…

TL değer kazanıyor…

Ve sonra…

Birileri (Kimler acaba?) o düşük fiyattan dolar topluyor…

Ve hoooop…

Dolar yine çıkıyor…

Ve canlarım…

Bu manipülasyonun mimarı…

Ülkede halen:

Bir numara…



Alıntı Haberin Kaynağı Korkusuz Gazetesi https://ift.tt/3qSmV4i

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim