Teşkilat

Türk-İslam sentezi ile yola çıkan Rahmetli Özal Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Azerbaycan ve Orta Asya’daki Türk kökenli Müslüman ülke liderlerini Ekim 1992’de Ankara’da bir araya getirdi.

Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı değerli dostum rahmetli Ebulfez Elçibey Özal’ın “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne uzanan Türk dünyası” söylemine inanıyordu. Sarayda, sürgünde ve Bakü’deki evinde kendisiyle uzun uzun bu ve benzeri konuları konuşurduk. Arapça bildiği ve bir süre Mısır’da çalıştığı için engin tarih bilgisiyle Arap Birliği Teşkilatı’nın çalışmalarını yakından takip ediyordu.

Aradan otuz yıl geçti.

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Devlet Başkanları önceki gün sekizinci kez İstanbul’da toplandı. Türk Konseyi’nin adının “Türk Devletleri Teşkilatı” olarak değiştirildiği toplantıya Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan liderleri katıldı.

Adından yola çıkarak “Türklerin ana yurdu” olarak algılanan Türkmenistan ve halkının Türkçe konuşmadığı Macaristan Teşkilat’a   gözlemci üye olarak alındılar.

Hıristiyan Macaristan’dan çok daha Türk ve Müslüman olan Adriyatik sınırındaki Bosna’nın Teşkilat’a alınmaması ayrı bir konu.

Ukrayna’nın da gözlemci ülke olarak Teşkilat’a alınmasından söz edilirken gözler KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı aradı.

Ankara’nın fiili müdahalesiyle seçildiği günden beri her fırsatta Türkiye’ye gelerek “vefa borcunu ödemeye çalışan” ve “Türkiye’siz hiçbir adım atmayacaklarını” söyleyen Tatar toplantıya misafir olarak da davet edilmedi.

Kesin üzülmüş ve içerlemiştir ama çaresiz sineye çekmiştir.

Üstelik Türkiye hariç Teşkilat üyesi ülkelerin hiçbiri ne Tatar’ı ne de başkanı olduğu KKTC’yi tanımıyor ve düzeyi ne olursa olsun ilişki kurmuyor.

Teşkilat dediğiniz böyle olmalı!

Umarım Arap ülkelerinin Teşkilatı’na benzemez.

1945’de kurulan ve şimdiye kadar onlarca kez olağan ve olağanüstü zirve toplantıları yapan Arap Birliği Teşkilatı hiçbir işe yaramadığı gibi üyesi olan 22 ülke arasında süre gelen kavga ve savaşları durduramamıştır.

Teşkilat; Suriye, Libya ve Yemen olayında olduğu gibi bazen kendisi savaşın tarafı olmuştur.

Arap dünyasının hali ortada.

Hepsi aynı dili konuşuyor, hepsi Müslüman ve ezici çoğunluğu Sünni, liderlerinin büyük bölümü ihanet içinde ve inanılmaz yeraltı zenginliklerine rağmen halkları perişan. Ezici çoğunluğu sefalet ve cehalet içinde dinin bağnaz söylem ve öğretileriyle çağ dışı bir yaşam sürüyorlar.

Dönelim Türki Teşkilat’a.

Aynı gün Paris’te yapılan Libya Konferansı’na büyük ilgi gösteren dünya medyası her nedense İstanbul’da kurulan Teşkilat’ı görmemezlikten geldi.

Türkiye’nin bakan yardımcısı düzeyinde katıldığı Paris toplantısına Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs (Güney) liderleri katılmış ve Türk askerinin ve Türkiye’nin taşıdığı paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması yönende alınan kararlarda rol oynamışlardır. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Alman Başbakan Merkel’e göre “Türkiye çekilme konusunda istekli davranmıyor”.

24 Aralık’ta yapılması beklenen seçimlere doğru ilginç gelişmelerin yaşanacağı Libya’da Ankara destekli İslamcılar kaybedecekleri seçimleri engellemeye çalışıyorlar.

Herkese Türkiye’yi suçluyor.

Bir çok konu ve alanda olduğu gibi.

Örneğin iç savaş yaşayan Etiyopya’da.

Etiyopya ordusuna karşı savaşan Tigray Halk Kurtuluş Cephesi hükümete paralı asker ya da teknik uzman olarak destek veren yabancıları hedef alacağını ilan etmiş. Örgüt; söz konusu yabancıların Türkiye, Çin, İsrail ya da Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden olabileceğini de belirtmiş. Ağustos’ta Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşan Etiyopya Başbakanı Abey Ahmed’in Türkiye’den İHA ve SİHA almak istediği yazılmıştı.

Ukrayna ordusu geçen ay Türkiye’den aldıkları SİHA’ları Rusya destekli Donbas’taki milislere karşı kullandığını açıklamıştı.

Rusya sert tepki gösterince Ukrayna’yı uyaran Ankara “Adımızı kullanmayın” demişti.

Teşkilat olmak kolay değil!



Alıntı Haberin Kaynağı Korkusuz Gazetesi https://ift.tt/3c7Nwlh

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim