Ülkeyi halen onlar yönetiyor, ne yazık ki…

“Türkiye’nin inşa ettiği sağlam altyapı üzerinde, hedeflerine uygun şekilde yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı ekonomi politikalarını hayata geçirme sürecinde karşılaştığı ve karşılaşabileceği sınamalar ile tehditler değerlendirilmiş, cumhuriyetimizin 100. yılına her alanda olduğu gibi iktisadi olarak da güçlü şekilde ulaşma kararlılığı teyit edilmiştir…”.

Bu cümleler…

Geçtiğimiz hafta toplanan MGK kararlarından bir bölüm…

28 Şubat 1997 dönemi bazı generalleri…

Yukarıdaki kadar absürt bir tavsiye kararı almadıkları…

Üzerinden 24 yıl geçtikten sonra

Ve…

80 yaşın üzerinde oldukları halde:

Hapse atıldılar…

Ve o tavsiye kararları:

Anayasa’ya uygun

Devlet politikası olarak tescil edilmiş:

Seküler ve laik eğitim sistemi kurulması talebiydi…

Bu son kararlar ise…

Anayasada asla tarifi olmayan ekonomik model dayatması için…

Zira…

Eğitim ne kadar devlet politikasıysa…

Ve…

Bütün iktidarları bağlarsa…

Ekonomi politikaları işte o kadar:

Siyasi bir tercihtir…

İktidar partisinin, hükümet programına göre değişir…

Anayasa karışmaz…

Sözümün özü canlarım…

28 Şubat 1997 tarihli MGK tavsiye kararlarının uygulanması anayasa gereği idi…

25 Kasım 2021 MGK kararları ise:

Sosyal demokrat veya sosyalist bir siyasi partiyi:

“İktidar olursan Erdoğanizmden (Meselâ: “faiz sebep, enflasyon sonuç” garabeti) sapamazsın” dayatmasıdır…

Kıvanç ve Yılmaz beni kıskanıyolar…

Çocukluğumdan beri…

Duyduğum, okuduğum:

Hep aynı palavra:

“Dünya bize düşman…”.

Erdoğan, AKP ve yandaş medya…

Bu klişe bahaneyi kendisine yakıştıramamış olmalı ki…

“Bir tık” yukarı taşıdı:

“Dünya bizi kıskanıyor…”.

Oysa bu laf…

Benim:

“Kıvanç Tatlıtuğ beni kıskanıyor…”.

Ya da:

“Yılmaz Özdil beni kıskanıyor…” demem kadar saçma…

Canlarım…

Kıskanılmak bir sonuçtur…

Hatta…

Anlaşılabilir bir sonuçtur…

Ama…

Her sonucun olduğu gibi…

Kıskanılmanın da…

Geçerli…

Ve…

İkna edici bir sebebi olmalıdır…

Dünyanın bizi kıskanması için bir sebep (Evet bir tane bile olsa razıyım) bileniniz
var mı?..

Lütfen bana da bildirin…

Çünkü…

Düşünüyorum…

Düşünüyorum…

Ülkemi…

Milletimi…

Ve…

Politikacımı çok iyi tanıdığım için…

Bir türlü:

“Sebep bulamıyorum…”.

Berbat…

AKP eski milletvekili…

AKP’li milletvekili olarak Meclis eski Başkanı

Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde:

Başbakan eski yardımcısı Bülent Arınç dedi ki:

Başımı AK Parti’den başka bir partiye çevirmem. AK Parti’de olacağım, cumhurbaşkanımızın yanında, çevresinde olacağım. Ona karşı hiçbir zaman rakip olmayacağım diye bir içtihatta bulundum. Beni fazla zorlamasınlar. Çünkü içtihatlar zaman zaman değişebilir…”.

Bülent Arınç

Harika(!) bir siyasetçi anlayışı…

“Önce liderim ve ben…

Sonra milletim ve değerlerim…”.

Peki…

“Karakter olarak nasıl?” diye sorarsanız…

Cevabım net ve kesin:

“Berbat…”.

İğrenç bir yalakalık…

İktidar medyasında yalakalık o düzeyde ki…

28 Şubat 1997 MGK kararları nedeniyle…

80 yaşın üzerindeki emekli generaller hapse atılırken…

İktidarı alkışlayan:

Pabucumun demokratları…

Henüz 60’lı yaşların başında olan generaller ile…

Onlardan biraz daha yaşlı sivillerin…

Halen ülkeyi yönetmelerine…

Kendilerinden sonra gelecek hükümeti bile baskılamalarına: Sessiz kalıyor…

Edepsiz, arsızlar n’olcak?…

Bu iktidara bu muhalefet…

CHP lideri Kılıçdaroğlu:

“Yolsuzluklara ilişkin çok sayıda dosya ve belge bize akmaya başladı, bir ekip kurduk. Zamanı gelince açıklayacağız” dedi.

Ve işte buna:

“Muhalefet etmek” diyorlar…

Kadının birinin ırzına geçilmek üzere

Adamın biri bunu görüyor...

Müdahale etmek yerine…

Kameraya kaydediyor...

Kılıçdaroğlu

Ertesi gün bütün gazeteler tecavüzü yazıyor

Fail de biliniyor…

Hatta…

Belge olduğu bile konuşuluyor…

Ama…

Elinde belge olan kişi:

“Zamanı gelince belgeleri açıklayacağım” diyor…

Bu iktidara…

Bu muhalefet…

Milan Kundera…

“Uykusu kaçan sincap”, adı ile videolarımın altına yorum yazan bir dost:

Milan Kundera’dan olağanüstü etkileyici sözler paylaştı.

Sizlere de ulaştırmak istedim…

Milan Kundera

“İçinde yaşadığı yeri terk etmek isteyen kişi mutsuz kişidir.”

“Var olmanın Dayanılmaz Hafifliği” isimli eserden…

“Önemli olan bu ülkede hala bir avuç cesur insan olduğunu göstermek.”

“Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği”

“Eğer her kes susarsa, sonunda hepimiz kölelere döneriz …”

“Gülüşün ve Unutuşun”…

“Hayatları felakete dönenler, suçlu avına çıkarlar.”

“Bilmemek”…



Alıntı Haberin Kaynağı Korkusuz Gazetesi https://ift.tt/3Em2hxH

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim